Dacia Sandero Stepway

Dacia Sandero Stepway
Jip şeklinde görünen yalnız otomobil boyutlarındaki bu otomobil kim bilir hakkında en fazlaca şeyi bildiğim otomobil. 8 yıldan uzun bir süredir sahibi olduğum bu otomobil hakkında bildiğim her şeyi sizlerle paylaşacağım.
2010 yılının Aralık ayında sıfır olarak 26.400 liraya almıştım bu aracı. Aslen birazcık daha param vardı fakat ilk görüşte beni kendisine çekmişti. Sürekli memlekete gidip geliyor olduğumdan yerden yüksekliği ilk tercih sebebim oldu bu aracı almakta.
2011 model Dacia Sandero Stepway‘im 70 beygirlik olanından. Daha sonraları 90 beygirlik olanları da çıktı.
Araçtan objektif olarak bahsedecek olursak donanım namına pek bir şey bulunmuyor. Benim aldığım süre en üst donanım seviyesinde abs, sürücü hava yastığı, manüel klima, elektrikli ön camlar, sis farı olan tüm donanımı. Donanımını birazcık daha açmak isterim. Renault menşeili bu otomobilde deyim yerindeyse her şeyden kaçınılmış.Ön göğüs tamamiyle sert plastikten oluşuyor. Araçta camlara su sıkarken silecekler kendisi çalışmıyor. Silecek kolunu aşağıya çekmeniz gerek. 90 model araçlarda bile su sıkarken silecekleri çalıştırma özelliği varken bu araca koymamışlar. Arka camları çevirmeli, ön camları ise elektrikli fakat bir tek elektrikli sözgelişi sert bastığınızda kendisi otomatik kapatmıyor camları. Kapanana kadar elinizi cam düğmesinde tutmanız gerekiyor.
Yalıtım mevzusunda ise orta aşama bir seviyede. Yol sesini azca birazcık da olsa içine alıyor. Bir tek bir focus kadar almıyor buna güvenilir olabilirsiniz. Döşemeler ise oturulan yerlerde kumaş koltuk arkalarında vinlex şeklinde bir şeyden yapılmış.
Yedek parçalarının fiyatını bilmiyorum bundan dolayı bana bakım haricinde hiçbir harcama çıkarmadı.

Buraya kadar aracın bana nazaran eksilerinden bahsettik. Şimdi gelelim avantajlarına.

Bu otomobilde 1.5 DCİ 70 beygirlik motor bulunuyor. Performans olarak fazlaca üstün değil, yalnız yolda sizi üzmez gitmem demez. Fakat akı mevzusuna erişince ben bu otomobilden daha azca yakan bir dizel görmedim. 50 litrelik deposu tam doldurulduğundan Ankara şehir içi hemde iş gidiş ve çıkış trafiğinde kolaylıkla 1000 km yol yapabiliyor. 
Yukarıda dedim ya araç 8 yıldan fazla zamandır bende 120.000 kilometre yapmış fakat bir kez dahi olsun arıza açmadı. Ha ben bakımlarını zamanında ve eksiksiz olarak yaptırıyorum. Fakat olsun hiçbir süre beni yarı yolda bırakmadı.
Kapalı garajım olmadığı için aracım yaz kış dışarıda duruyor. Füme rengi olmasına rağmen boyasında bu zamana kadar ne bir güneş yanığı, ne bir solma ne de bir çürüme meydana gelmedi. Kaporta mevzusunda oldukça sağlam bir otomobil.
Yazımın başlangıcında bahsetmiştik ya otomobil yerden yüksek diye. Memlekette ben bu otomobille tarlaya kayısı toplamaya da gittim, biçerin arkasından tarlada da gezdim. Dere tepe, düz bayır nereye sürdüysem gitmem demedi. Yeri geldi acelem olduğundan orta refüj kaldırımından karşı şeride de geçtim. Esasen alırken de altının yüksekliği ve motorunun sağlamlığı sebebiyle almıştım.
Bu arabayı almadan ilkin bu yazıyı okuyanlara sesleniyorum. Uzun lafın kısası donanım istiyorsanız bu araç size nazaran değil. Bir tek benim arabam bozulmasın, yolda kalmasın taş şeklinde sağlam olsun diyorsanız tam size nazaran bir araç.
arabacı avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Liyana Parker

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat.